Şöyle bir kapatsa çocuk gözlerini. İstediği bir dünya kursa, hayal ettiği dostluklar hayal ettiği bir aile. İtilmeden, ötekileştirilmeden, eli yüzü düzgün bir dünyada olsa. Başına buyruk 40larında bir çocuk ama gözleri kapalı. Açmasa hiç açılmasa o gözler açılsa da görmese kimseleri görsede olmasa kimseler. Utanmasa çocuk geçmişinden, çalınmasa geleceğinden. İpin ucunu kaçırmasa gelenler. Gidenler bırakmasa çaresiz. Sırtında taşımasa onca yükü, kamburu çıkmasa. Azıcık kendini düşünse bu çocuk azıcık soluk alsa azıcık bir mutluluk koysanız cebine, yolluk diye adlandırsanız. Bıraksanız kolalı yakasını. Bırakmasanız elini. Dinleseniz tek bir defa. Duysanız attığı sessiz çığlıkları. Omuzunda ki yüklerden birazını itip koysanız başınızı. Susturmasanız göz yaşlarını, akıtsa silse tüm dünyanın tozunu kirini. Arındırsa herkesi tüm günahlarından. Tutsanız götürseniz geçmişe değiştirseniz kaderi. Çizgileri çekseniz, taşları dizseniz, sürdürseniz bmx bisikletinizi. Şöyle bir kapatsa çocuk gözlerini, şöyle bir kapatsa. Oturduğu kaldırım taşından düşse o küçük bedeni. Bir kez de olsa kalkmasa olduğu yerden, dudağının kenarından yalan da olsa bir çizgi belirse. Ağla istediğin kadar diyen bir ses duysa, yaşları aksa yattığı yerden kanalizasyon çukuruna. Cılız bacaklarına bakmasanız, bakmasanız beyaz tenine. Bıraksanız da çığlık çığlığa haykıra haykıra ağlasa. Tüm kuşlar ağaçlarından gökyüzüne bıraksa kendini. Üflensin sura, ama bastıramasa o sesi. Yüreğin küçük çocuk yüreğin küçük. Attığın çığlık, gözünden dökülen inci taneleri, burun çekmelerin, içli serzenişlerin, korkulu kalp atışların, hep büyük telaşların, sessiz duaların, küçük avuç içlerin. Kapa gözlerini çocuk kapa gözlerini…
