Orhan Abi…

Şimdi oturmuşsun bir köşe başına, yüzünde sokak ışığı. Önünden geçen araba ışıkları, gözler hafif kısık. Kulakda Orhan’dan dertler benim olsun. Yavaştan sigaranı çekiyorsun, ağır ağır. Dumanın ciğerinden ince ince çıkışını izliyorsun. Aklında her türlü dert edinebileceğin konular. Dertlenmek istiyorsan illa ki bulursun bir şeyler. Hiç olmazsa kelebeklere üzülürsün Neden 1 gün diye. Kozadan çıkmak için cebelleş ve o 1 günlük ömründe aşık olmak için çırp kanatlarını. Demek ki aşk var arkadaş diye mırıldanırken hafif esen rüzgar sebebiyle sigaranın bitiyorum diye çırpınan sesini duy. Sonra kalk yerinden bi, kaba yerinden sil sana bulaşan tozları. Yürü, hisset gecenin en güzel saatlerini ama dertlenerek. Orhan abi de gelsin seninle, ona sokaklarını göster. Bak Orhan abi diye başlayan her cümlenin sonunda işte öyle abi diye söylen başını öne eğip. Aç mısın diye yalandan sor ama cevap bekleme. Bir sucuklu salçalı ama içini değil dışını tuzlat muhakkak. Dön yine Orhan abiye hafif bir tebessüm fırlat ve o çok sevdiğin cümleyi yine bıkmadan söyle “İster zengin ol İster fukara, her yemekten sonra yak bi cigara” diyerek çıkar paketi ceketinin cebinden. Yak bir tane daha devam et dertlenmeye. Yorduk seni de Orhan abi sucuklu da yemedin zaten diyerek götür onu en sevdiğin rakısı ucuz mekana. Ortaya bir haydari, bir arnavut ciğeri, bol fava, biraz kavun, biraz peynir az da şakşuka söyle. Aslında Orhan abi Kalamar Tava da çok severim ama para bunlara yeter diye doldur kadehleri yarıya kadar. İki de buz süzülsün parmaklarından suyun en berrak yerine. Damlasını o en ucuz peçeteye sil. İlk yudumu yakar ama alışırsın Orhan abi derken şarkı bitsin. O kısık gözlerini aç, sokak lambasının etrafında dönen kelebeği gör. Ulan bi yudum alsaydık bari diye dertlen ve kalk şimdi hayalin en güzel yerinden…

Yorum bırakın