Polen…

Ocakta yağmurum var dediğim günler geldi yine. Yine geldi Erkin baba mevsimim. Plakta sarhoş gibiyim ezgilerinde, balkonda ahşap sedirden gideceğim hiç gitmediğim yerlere. Yine yazacağım, yine ben oynayacağım. Herkes uyuyacak ben izleyeceğim köşe bucak. Her satır toprak kokacak, sayfalara damlalar değecek, noktası virgülü dahi devrik olacak bütün cümlelerimin. Okuyana az anlayana az bilene az gelecek hikayenin sona eren yerleri. Herkes okurken ben ikindi güneşi eşliğinde oturacağım, belki bir kahve eşlik edecek belki bir açık çay… Halimden memnun kalkacağım oturduğum küçük çimen kütlesinden. Bahara çalacak yazdıklarım, buram buram polen yayacak önsözüm. Kimisi izimden gelecek kimisinin dizlerinde kalacağım. İçi dolu turşucuk tadında olacak okuduklarınız, kiminiz limon kiminiz sirke diyeceksiniz. Ben ise izleyeceğim bir sokak ışığı altında. Gölgem belirecek odanızda, öylece susacak, öylece bakacak, sebepsiz yere huzura örteceğim üstünüzü. “Bir Hayat Memet Meselesi” diye fısıldayacağım kulaklarınıza ve ardından gideceğim. Erkin baba eşlik edecek yine bana, gittiğim renk sepya, baktığım yer açık hava sineması olacak.

Yorum bırakın