Bir salı sabahı kustum içimde kalan tüm sıkıntıları. Kervanı olmayan çöllere döndü yine bedenim. Bir annenin evladına olan özlem gibi büyüdün içimde. Sen gözyaşıma döndün. Büründü yine bedenim tüm ağaç diplerinde. Bir deli sevdanın pençesindeyim annem. Bir parça gözyaşımı silmen gerek, bir parça acımdan alman gerek. Ne tarafa dönsem sığ bir boşluk içimde. Büyür durur, yüreğim yangın yeri annem. Kim bilir belki de sen hangi sevginin kollarındasın. Hangi isimle çağırıyorsun beni kimbilir. Ben mi duymuyorum seni, belki de benim suçum tüm bu yaşananlar. İstenmeyen olarak geldiğim bu dünya da beni anlamamanın acısını yaşıyorum annem. Bir dağa vermeliydim oysa şimdi sırtımı, gölgesi olmalıydı elimde avuçlarımda. Değil mi baba? Bir sesin bile yok kulaklarımda, cebimde ne var diye gecenin bir vakti uyku halimde yoklayanım bile yok. Belki de sen öğretecektin aşkı, sevdayı, saatlerce oturup dertleşecektik belki de baba oğul. Elimizden aldılar da mı gidesin geldi seninde. Ah babam ah olsaydın şimdi de yaktığım bu sigaranın zararlarından bahsetseydik. Bir duman da senin için cinsi bedeni olmayan güzel kardeşim. Var mısın onu bile bilmiyorumki. Ama varsan bir yerlerde var olmanı temenni ediyorum. Benim gibi yok olma güzel kardeşim. Benim gibi sakın büyüme. Sokaklar soğuk, odalar boş, bedenim tenha. Ama sen sakın bana benzeme ey yüzünü sevdiğim, ey kokusuna hasret kaldığım kardeşim. Bir tek gecem var üstüme sereceğim, üşümem ben korkma sakın. Şimdi gözlerimi kapatıp olmayan bedenlerinize can vermeliyim, içimde büyütmeliyim. Yangınlarım dinmese de sevmekten vazgeçmemeliyim. Sonra görüşürüz benim yolunu gözlediğim ailem, sonra görüşürüz. Ben yine gelir yine dertlenirim…
