Biz iki ayrı dünyanın paradoksuyuz. Senin ayrı benim ayrı düşlerim var birleştirilmeye çalışan. Biz iki ayrı zaman dilimiyiz yakalayamayız ki birbirimizi. Senin güneşin ışıldatır şehrin sokaklarını, benim ise sokak lambam var akşam 7 de çalışan… Biz iki ayrı mevsimiz ortamız yok. Senin sıcaklığın ile başlar cemrelerin düşüşü, ben ise üşütür parçalarım her bir yere düşeni… Biz bir pusulanın iki ayrı yönüyüz. Senin yolun doğruya gider, ben kaybederim tüm izimden gelenleri. Biz iki farklı renkten ibaretiz. Senin beyazın örter tüm geceyi, benim siyahım karışır gecenin en görünmeyen ucuna bucağına. Biz aynı enerjinin iki farklı kutbuyuz. Sen tüm pozitifliğin ile anot, ben ise tüm negatifliğimle sessiz bir katot. Bir apokaliptik hikaye, biraz düş, biraz zerdeçal. Yarıya kadar…
