Başka bir gezegenden bırakıyorum alfabeden sızıntı yapanları. Biraz karanlık hakim, biraz sis, biraz piyano, biraz sigara, biraz mürekkep, biraz kuğu tüyü… Piyanonun beyaz tuşları aydınlatmakta çehremin kırışıklıklarını. Çalanın bir önemi yok. Her tuşu ayrı bir hikaye, ayrı bir mevsim, ayrı bir yıl. Her bir dumanda başka hikayenin içindeyim. Kimisi yaşanmış kimisi yaşanacak. Sis perdesinin aralığından bakmakta hayal kahramanları. Bir işaret bekler gibi, bir ses bekler gibi… Önce yargılanmalı iç dünyam. Sonrası teslimiyet. Piyanoda belirdi “Porz Goret” melodisi. Her nota bir kitap sayfası. Her sayfa kafa karışıklığı, her virgül biraz duman… Mevsimi gelmedi diyor uzaklardan, henüz değil, şimdi değil. Tüyü koparılmış kuğu üzgün. Koparıldığından mı yoksa anlatılanlardan mı? Başka bir gezegenden bırakacağım tuttuğum bu uzunca tüyü, kimilerinin avuç içlerine, kimilerinin baş uçlarına, kimilerinin cam kenarlarına… Kimin bıraktığı belirsiz, hikaye belirsiz, kahraman sisin ardında…
