Münzevi…

Bulabilirsin bence beni. Bir geminin güvertesinden ayaklarımı sallandırıyorumdur belki. Belki de bir balıkçı teknesinde uzanmış, seyrediyorumdur gökyüzünde asılı kalan tüm yıldızları. Küçüğünden büyüğüne, oradan ortancasına. Bulabilirsin bence beni. İrili ufaklı taşların arasından fırlamış ortanca çiçeklerinin yanında. Belki de bir ezan çiçeğinin açmasını beklerken. Bir bakmışsın ki saymaya kıyamamışımdır kır papatyalarını. Bulabilirsin bence beni. Gökyüzümü kapatmış söğüt dallarının arasında, çakılı az olan bir patika yolundayımdır belki. Belki de kulağımda Sezen çalıyordur kimbilir. Ben sessizce yürümeye çalışırken iki yakası bir araya gelmeyen coğrafyada, sense elin yakanda izliyorsundur manzarayı. Bulabilirsin bence beni. Bir otobüsün cam kenarında yerimi almışımdır belki. Yanağımın kenarından geçiyordur masmavi bir deniz örtüsü belkide… Sense benim vardığım yerde binmişsindir kimbilir. Bulamaz mısın sence beni? Bir kitabın orta sayfasındayımdır belki, herhangi bir karaktere bürünmüştür bedenim. Belki yine savaşıyorumdur elimde bir kalem, dudağımda yarım kalan bir ıslık. Belki de karalıyorum şimdi ki gibi, sense okuyorsundur şimdi beni… Şimdi içiyorsan bir sigara yak ve beni bulmak istediğin gibi bırak…

Yorum bırakın