Okunmayacak yazılar yazıyorum ben. Koca bir şehri tütsülemek gibi. Belki biraz yasemen kokar, belki zamansız bir çiçek filizlenir. Üstün körü kelimeler karalıyorum defterime. Bir şişenin içinde okyanusun ortasında takılı kalmış gibi. Belki küçük bir deniz atı sırtlar, belki de bir kağıt gemi demir atar mantarına. Kayda değmez cümleler bırakıyorum sahilin en yalnız bankına. Bir tene merhem olacak gibi. Belki bir yaraya, belki de bir manzaraya. Okuması devrik hikayeler karalıyorum, okunmuş bir kitabın okunmamış sarı sayfasına. Gökkuşağının altında kalmış gibi. Belki bir karlı gecede, belki de hazinesi yok. Küçük bir örgüt kuruyorum yazdıklarımla. Kimse kimseyi görmemiş ama 40 yıllık dostlar gibi. Belki birikiyor belki de eksiltiyor yazılanlar. Uyandırmalılar bizi artık, belki güzel bir sabaha belki de okunmayacak bir yazıya…
