Ses etme bırak uyusun insanlık. Her yer sessiz, her yer siyah. Gel git akla sahibim zaten başım kaldırmaz olacakları. Biliyor musun ilk defa korkuyorum. O yüzden ses etme bırak nefes alayım biraz. Kaç zamandır suyun içinde kaldı çıplak ayaklarım tahmin bile edemezsin. Evet biliyorum artık yel değirmenleri yok ve biliyorum ben bir masal kahramanı değilim. Savaşım kendimle. Biraz yalnız, biraz yorgun. Ses etme lütfen duymasınlar konuştuklarımızı. Alıp nereye çarparlar bilemeyiz. Farkındayım mırıldanıyor artık göğüs kafesim. Bir minder olsaydı keşke, iki odun karası karşısında ısınsaydık. Söylemene gerek yok, biliyorum kaybolacağımı. Kaybolduğumun bile farkında olmayacağım, olmayacaklar biliyorum. Sokak ışıklarına savaş açacak halim yok. Dur seslenme kimselere az daha sessiz kalalım. Sonrası zaten kalabalık. Saydam vücutlar, sahte konuşmalar, küçük ısırıklar. İnanmayacaklar kabul ediyorum. Belki üç belki beş gün. Üçün beşin lafını etmem sen bilirsin beni. Ne mi kaldı geriye? Tutunacak bir dal vardı evet, onu da az önce içtim. Geriye kalan bir tutam gece. Hem de bu saatte. Uyandırabilirsin artık tüm yastıklıları, sıranın bende olduğunu sen anlatırsın, onlar dinlemez. Dedim ya gel git akıllıyım ben. Geldim, gördüm, unuttum…
