Bir isyan filizlendi göğüs kafesimde. İçinde biriktirdiğim, serçeler, martılar, kırlangıçlar göç ettiler bilinmez bir sonsuzluğa. Biliyor musun hepsi rengarenkti. Satın alamayacağım bir Van Gogh eseriydi göğüs kafesim. Yollarım dar ve engebeliydi biliyorsun ve bir isyan filizlendi göğüs kafesimde. Elimde tuttuğum ateş ile yaktım içimde sakladığım, içinde saklandığım çam ağaçları ile kaplı ormanımı. Kabuk bağlamış ağaçlarımı öldürdüm bu gece ve şahit olan tüm börtü böcekler kaçıştı. Gördün, parçalı bulutluydu göz bebeklerim ama bir isyan filizlendi göğüs kafesimde. Kökleri kırdı bütün kemiklerimi. Besleyip, büyüttüğüm tek varisim olan içimde ki çocuk öldü. Kalksın şimdi Rodin, en büyük eserini oluştursun bir avuç betonla. Saçları beyaz kalsın çocuğumun söyleyin. Anlattım sana ellerim kirli benim ama bir isyan filizlendi göğüs kafesimde. Mecali kalmayan kurşun gibi kalemlerimin verdim hükümlerini, kırdım hepsini orta yerinden. Kurşunları yere saçıldı, yazılanlar artık silik, masalarında benden yitik. Dokunmana müsade ettim anlamadın mı aklım gel git ama bir isyan filizlendi göğüs kafesimde. Yere düştü avuç içi kadar olanım. Üstü başı toz, önü arkası sobe. Tanrım ben artık oynamak istemiyorum, insanlar kötü… Geldim, gördüm, yenildim…
