Yasla başını omuzuma sevgili. Bak bir merdiven süzülüyor ayaklarımın altından. Rengarenk tüm basamakları. Görüyor musun bak boy vermiş kiraz ağaçlarımız. Çiçekler basmış bütün apartmanları. Sus sevgili söyleme bir şey, bırak ben anlatayım seninle olan saat kavramlarını. Yüzünden tebessüm eksilmesin bana yeter. Bak birazdan kalkar 10:45 balonu. Bir bakmışsın küçük bir kız çocuğunun bileğine takılır, teni güler, sana sarılır, beni anlatır. Elimi tutar mısın son kez, güneş yüzünü göstersin. Kaldırsın boyunlarını tüm sarı laleler, yalnız kalmasın papatyalarım. Peki ne demeli şu gökyüzüne, bize mi açmış beyaz perdelerini. Uçsuz bucaksız bir mavi. Yolunu kaybetmiş bir serçe sarhoş naralar atmakta. Zamanı geldi artık, paçaları kıvrılmış ayaklarımızın altından bırakmalıyız, kediye aşık olan pulları dökülmüş balığı. Bakma gözüme ey sevgili. Orada sadece sen varsın. Gökyüzüm sen, çiçeklerim sen, hikayem sen. Pulları dökülmüş balık yitip gitmekte…
