Senin eserinim ben. Halka açık bir müzayede de sergilenen. Üstelik parça parça satıyorlar bedenimi. Ellerim ayrı, gözlerim ayrı. Bir nevi organ bağışı gibi değil mi? Ayaklarımı 3 kutu deterjan karşılığında satın aldı bir apartman görevlisi. Yorulmuş ayakları merdivenleri inip çıkmaktan. Bilmiyor ki başka bir bedende de olsa sana geleceklerini. 2 Renkli fincan karşılığında satın aldı ellerimi zabıt katibi. Ah benim bezgin katibim, her mahkeme de bizden bahsedeceksin bilmiyorsun ki. Mahallenin görme engelli abisi bir çift terlik karşılığında satın aldı gözlerimi. Bundan sonra ki hayatında tek göreceği şeyin sen olacağını nereden bilebilirdi ki. Beni mutlu eden tek şey ise ortalama hayatının henüz ilk çeyreğinde olan bir kızın dudaklarımı satın almasıydı. Mahallenin abisi ile birlikte zabıt katibinin yazdıklarını çalıp, apartman görevlisini takip edeceklermiş. Satın aldığı dudaklarımın hakkını verip beni sana anlatacaklarmış. Görüyorsun işte senin eserinim ben. Uzuvları farklı hikayelerde olan ama sonu hep sana çıkan…
