Havası bozuktu şehrimin
Yolları bozuk
Evleri kirli
Üstü başı karanlık
Rivayete göre ilk kurşunu
İtalyan lakaplı mahallenin yeni yetmesi atmıştı
Bir yıldız düşürmüştü gökyüzünden
Yere değene kadar yanmıştı ışığı
Güneş doğmadı bir daha şehrime
Geceler zifir bir yalnızlık
İnsanlar mutsuz
Çocuklar çıplak
Kuşlarım göçebe
Kaldırmadılar yıldızı yerden
İtalyan da çok durmamış zaten
Sonra sen çıkageldin
Bu havası bozuk
Yolları bozuk
Evleri kirli
Üstü başı karanlık şehrime
Rüzgarı elinde puslu bir sonbaharda
İlk adımında açtı tüm çiçekler
Zeytin dalı koydular senin adını
Mahallemin ileri gelenleri
Gökyüzünden gelen bir barış antlaşması
Bir ateşkes
Güneş ışığını bıraktı
Tüm sokak aralarına
Çocukları görsen nasıl da mutlu
Kuşlar nasıl da özgür
Ben ise sadece izliyordum seni
Biraz kahverengilerini
Biraz buğday tenini
İzlemek yetmedi artık
Ve sonra sadece sevdim seni
Biraz ince saç tellerini
Biraz küçük kırılgan kalbini
Bir tehdit unsuru bile olmadan
Bile isteye vuruldum sana
Bir kurşun bile atmadan
Gökyüzü almıştı intikamını
Kimsenin ruhu duymadan
Şimdi ise
Havası Sen
Yolları Sen
Evleri Sen
Üstüm başım Sen şehrimin
Yıldızın ışığı yerde kalmadı...
