Meyhaneden kovdular az önce beni. Neymiş efendim kendi kendime konuşuyormuşum. Önce uyardılar tabi ama sonra dayanamadım “Görmez misin hancı, şu tenine kuşların yuva yaptığı elini tuttuğum kadını” dedim. İşte o zaman hesap almadılar benden. Bir daha içeri de almadılar gerçi. Ziyanı yok diyerek derdest ettim sana çıkan tüm yolları. Önce bir aylak sokak ışığı karşıladı beni. Utanmadan sordu nasılmışım diye. Elimi teline koydum “Bak evlat” diye başladığım cümlenin hemen başında bir irkilme geldi. Allahtan çıplak ayaklarım. Bir evin ışığına aşık olduysa demek ki. Titrediğimi gören bir köpek koştu geldi yanı başıma. Hav da hav, hav da hav. “Bi sus be köpekçik, görmez misin sevgilim korkuyor” dedim. Boşluğa baktı öylece. Sonra da bana. Arada bıraktık onu da iyimi. Köşeyi döndüm sonra. Ama hiç param yoktu cebimde. Dilimde sen, elimde sen, hepsi bu diye düşünürken, bir çınar ağacı kesti önümü. Görsen nasıl da heybetli. “Tenine kuşlarımın yuva yaptığı bu mu?” dedi. “Silkelettirme dallarını” diyerek kavgaya tutuştum bildiğin. Sesleri duyan bekçi bağırdı ardımdan “Sakın kıpırdama”. Yaprak kıpırdamadı ama ben kıpırdadım sevgilim. Kaçarken bir maymun yavrusunu almışım yanıma haberim bile yok. Odama kadar geldik beraber. Aç dedim kapıyı hiç bana bakma. Kapı içerden açılıverdi. Bembeyaz kıyafetli bir kadın karşıladı bizi. “Odamda ne işin var” diyecektim iğneyi batırmasaydı. Umarım sen iyisindir sevgilim çünkü hala Seni Seviyorum…
