Bir kağıt terbiyecisiyim ben
Evet bir o kadar da terbiyesiz
Sarı sayfalara hayat verir
Çizgiler arasında oynatırım kuklalarımı
Bir başucu kitabı olmaz hikayelerim
Ya da top bilmem kaçta bulamazsınız bizi
Yorgan altı tabiridir anlattıklarım
Kimse görmez
Elbette üçüncü çoğul kişiler bilmez
Görüyor musunuz küçük hanım
Karşı kaldırımdan bir kuklam geçmekte
Noktaları biriktirmiş cebinde
Köşede ki hayali bara girecek
Hikaye erken bitmesin diye
Güneş doğana kadar içecek
Acaba ne derdi var diyecek
1. 2. ve 3. tekil şahıslar
Bakın elinde bir tane noktalı virgülü gizlemiş
Mecali kalırsa bir iki cümlede o söyleyecek
Kimbilir belki Eftelya belki Matilda belki de Müzeyyen de kaldı aklı
Sahi henüz Müzeyyen'i de yazmadım değil mi
Neydi
"Müzeyyen derin bir tutku"
Ama anlatmanın da basit bir yolu yoktu
Biliyorsunuz değil mi küçük hanım
Aslında sizde bir kuklasınız
Belki uykunuzdan uyandırdım
Belki işinizi yarım bıraktırdım
Belki de yeni nesil bir kahveciden aldım sizi
Ama annenizin
Olmadı arkadaşınızın
O da olmadıysa kesin sevgilinizin yanından çaldım
Dedim ya küçük hanım
Bir kağıt terbiyecisiyim ben
Hikayeleri ben yazar
Gerekirse üstlerini ben karalarım
Müsterih olun lütfen
İcap ederse tüm kapıları aralarım...
