Sabahın ilk ışıklarında öpesim geldi seni
Ama gülüşünden
Ama nefesinden
Çerçevesiz duvarlarımdan sen geçiyorsun
Halıya seni işlemişler
Bakmaya doyamıyor
Sana kıyamıyorum
Yaprakları sararmaya yakın çiçeklerime sen veriyorum sonra
Yüzü gülüyor gariplerin
Dallarında küçük küçük filizler.
Seni öpesim geliyor yine
Öğlen güneşi perdeye değdiğinde
Ama sesinden
Ama renginden
Islak ayak izlerin geçiyor parke taşlarımdan
Fincanlarımda küçük parmak izlerin
Sesini duyuyor
İçimi çekiyorum
Havasız kalan basık odama anlatıyorum seni
Ahşap mavi bir pencere beliriyor beyazlarında
Önünde bir çift kumru
Etrafında salkım sümbüller.
Seni öpesim geliyor tekrardan
İkindinin turuncusunda
Ama ince bileklerinden
Ama nakış gözlerinden
Manzarasız balkonumda gölgen beliriyor
Sıcak nefesinin buğusu camlarımda
Ruhunu hissediyor
Kendimden geçiyorum
Gökyüzüne anlatıyorum seni
Renk renk binlerce uçurtmalar kaplıyor mavilerimi
Kuyruğunda saç tellerin, kokun yeryüzünde.
Seni öpesim gitmiyor
Gecenin kurşun gibi dizelerinde
Ama omuz çukurundan
Ama ıslak dudaklarından
Yüzümde seni hissediyorum
Saçlarımdan geçiyor ellerin
Seni özlüyor
Sen yokken de sevebiliyorum
Yıldızları sönük karanlığıma anlatıyorum seni
Dolunay vuruyor yakamozlarıma
Gündüzümü geceme karıştırıyor
Sabahıma seni içiyorum.
