Sen yalnızlığın sesini bilir misin?
Henüz konuşmaya ikna edilememiş geceler
Dilsiz gün batımları
Açık görüş günlerinde ifadesiz bulutlar
Sakin görünümlü kıvrımlar
Ve yapay bir beden
İyisimi ıslık çalan kırlangıçlara sor sen bizi
Eğer müsaitlerse
Getirsinler karşı kıyıdan ikimizi
Bir bir sussunlar
Ya da ikimizin yerine konuşsunlar
Bir küçük söğüt ağacı sarkıtsınlar omuzlarımızdan
Ellerimizde salıncaklar
Saklasınlar bizi
Dinsel ayinler yapsınlar etrafımızda
Büyüler, nazar boncukları
Veyahut tütsüler gezdirsinler
Ritüeller eşliğinde
Bozamasınlar sessizliğimizi
Kök salalım içinde bulunduğumuz sazlıklara
Acemi balıklar çaladursun
Martılar raks etsin ayak ucumuzda
Işığı yapraklar arasında görünen
Yakamozlar salıncağımızda
Sende duyuyorsun değil mi
İkimiz yalnızlığın sesi
Çaldıkları ezgisi...