Bir sonbahar sabahıydı
Unutmaya çalıştıklarım
Eskimeye yüz tutmuş dostluklarım
Bir sigara yakımıydı tüm sokaklar
Top koşturanlar
Kanamaya meyilli yaralar
Kalktım da gecesine ıslattım tüm şehri
Sabahına çiçekler karşılamadı beni
Bir sonbahar sabahıydı
Anlatmaya çalıştıklarım
Allah'la konuşmalarım
Okunaksız oluşlarım
Kaç canlı geldi geçti
Ömrümün en sıcak köşelerinden
Soğukta kaldı pabuçlarım
Bir sonbahar sabahıydı
Üstü boş ranzamda kalan korkularım
Yastığıma vuran sokak ışıklarım
Bir nevi pilliler
Bir kaç da harfliler
Akşamında attım kirlerimi
Sabahına çıkaramadım
Bir sonbahar sabahıydı işte
Ezan vakitleri susmalarım
Küstüm çiçeği kapanmalarım
Yarama merhem arayışlarım
Dualarda sıkıştırmıştım oysa ceplerime
Olmadı
Bir türlü okuyamadım
Gördün de durdun ya sende
Sustun da kaldım ya benle
Vasiyetimdir şimdi
Ahım kalmasın bu yeryüzünde
Her ılık yağan yağmurda
4 Ayaklı çocuklarım izlesinler ezan çiçeklerini
Gökyüzünde belirsin dokunamadığım uçurtmalarım
Perçin perçin bağlansın
Tüm bodur meyve ağaçlarım
Kopartmaya kıyamadıklarım
Ve sonunda hazinesi olmayan
Göğün kuşakları çıkıversin ortalık yerlere
Üstünde kağıttan gemilerim süzülsün
Kalanlar değil
Gidenler üzülsün
Dedim ya
Bir sonbahar sabahıydı
Bahardı
Ama sondu
Bir o kadar uzun
Ama anlaması zordu...
