KİBRİT…

Yanacak bu dünya en kör kuyularda. Alevler basacak bütün yürekleri. Kimse ne olduğunu anlamayacak. Sabah gözlerini aydınlığa açtık sanacaklar insanlar ama ikindi güneşine çalacak pencere kenarları. Ne koltuk sevdalıları alacaklar koltuklarını, ne de paralarını saklayacaklar ceplerinde. Her bir kağıt parçası olanlar tutuşacak motorlarının üstünde. Gidecek tüm yollar kapanacak. Kapatacak sokak çocukları tüm dünyanın kapılarını. Kimsenin gideceği bir yer olmayacak. Bilirler onlar en kuytu köşeleri, kuytularında bekleyecek o küçük çocuk. Elinde boş kibrit kutusu, üzerinde mavi gemici şortu ile. Ağzından tek bir kelime çıkmayacak. Anlatmayacak neden yaktığını. Ağlamayacak bu sefer. Suskunluğuna şahitlik edecekler. Arkasında belirecek tüm sokak çocukları. Üstlerinde yamalı gömlekleri, ellerinde ıslanmış yarım simitleri. Sessizce izleyecekler alevleri, birbirlerinin gözlerine bakamadan izleyecekler olanı biteni. Farkında olacaklar tüm yaptıklarının, hiç konuşmadan anlatacak bedenleri. Neden yanacaklarını bilecekler. Dilleri lal olacak, konuşmaya utanacaklar. Elinden atacak boş kibrit kutusunu, işaret sayılacak. Hepsi en kötüleri tutacak paçalarından, kendilerini de feda edecekler yansınlar diye. Onlarda onlarla yanacak. Can acıyacak, yürek kanayacak, ikindiye boyanacak…

Yorum bırakın